Ben, günden güne içimde büyüyen
nefrete artık bir dur demek istiyorum. Fakat bu nefret, iğrenmekten
kaynaklanıyor ki kaynağı, aynı oksijeni paylaştığım insanlardır. İnanışları
kağıt olan bu insanlara duyduğum itimatı, kaybedeli bir hayli oladursun, artık
(değişmelerine olan) ümidim de sönmek üzeredir. Fark etmeleri lazım gelirken,
ellerine verilen birkaç oyuncağın ürettiği, hayali fanuslarında günden güne
kötüye gitmektedirler.
Çevremde nefes çeken bu bengi
cahil biçareleri, çok yakında, boyunlarına asmış oldukları mücevherlerin,
taassup prangaları olduğunu göreceklerdir. O prangalar ki pespaye insan
şerridir, sadrı söker de ilikteki imanı zerrine kadar çatır çatır çatlatır. O
zaman ki şehadet edecektir; bu mürailere ne acıma gösterilecektir ne de
seslerinin ormanda bir yankısı olacaktır. Vâkıâ sonrası kaderlerine sarf
edecekleri tüm yergileri, zavallıdır ve pek acınasıdır. Maamafih, seslerindeki
acı ve hüzün, sebep olmuş oldukları bengi keder karşısında pek küçük ve pek
gülünç kalacaktır. Lopçun benliklerinde duydukları bir anlık ucuz zevk, onları
şeref ve haysiyet postalları altında çiğnenmeye mütemadiyen mahkum edecektir.
İşte "arkadaşlarınız"
bu kadar kördür. Siz ise bunu fark edememek bir yana, onlara bir de ayak uydurursunuz.
Dilim varmazdı ama bu hususta üzüntüm şerefimden geri kalır; Bir “yerde” bir
söz vardı birçoğunuzun unutmuş olduğu: “Onlar ki kalpleri vardır hissetmezler,
gözleri vardır görmezler ve kulakları vardır işitmezler.”.
Bertan Noyan Öztürk
25.11.2011
Bertan Hello,
YanıtlaSilI've just read your posts here and they are really, really good!.. I think you have a chance to press a book or sth. Keep going!
Regards.
Thank you for your feedback Oğuzhan. Maybe one day, if I feel ready of course, that will happen but I think I am not ready to write a book yet. Thank you again for your suggestion and that has made me really really happy :)
Sil